Sevgili Tarıçamız yine içimizden geçenleri çok güzel bir şekilde dile getirmiş. BU yazıyı da kaçırmayın. Tanrıçamız sevildiğini bilmekden bahsetmiş. Yazısını sonunda kullandığı söz çok hoşuma gitti
-Anaïs Nin'in şu sözünü doğruluyor dostlarım: "Each friend represents a world in us, a world possibly not born until they arrive, and it is only by this meeting that a new world is born."
Sevildiğini bilmek, belki de dünyadaki en büyük mutluluk, huzur ve neşe kaynağı. Gerçekten sevdiklerimizin, değer verdiklerimizin bunu hissetmesini sağlayalım!-
Ne kadar güzel değil mi ? Bu yazıyı okuduğumda zaten hep aklımda olan şey takıldı yine kafama. Sevildiğini bilmemek... sevgi ucuz ve çok olmamalı bence değerli olması için, sevdiğim dediğin kişiye de Anais'in dediği gibi hissettirmek gerekiyor. Küçük şeyler bu kastettiğim. Ama ama ama ama ama aaaaaaaaaaaaaaa.
"Boğazından lıkır lıkır geçen
Şu suyun kıyetini bil
Nedir ki bu mavilik deme
Pencereden görebildiğin kadar
Göğün kıymetini bil
Kıymetini bil çiçek açmış bademin
Güneşli odanın çamurlu sokağın
Beyazın siyahın yeşilin
Pembenin kymetini bil
Dirilik öyle bir şey yürekte
Sevinçle çırpınır
Kavak yelleri eser insanın başında
İnsanoğlu kızar öfkelenir savaşır
Halk için girşilen savaşta
O korkulu sevincin
Öfkenin kymetini bil
Bil ki bu
Budur işte
Güneş yalnız dirileri ısıtır
Güneşin kıymetini bil"
4.10.2008
Sevildiğini bilmek ve bilmemek
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder