2.07.2008
Sivas Katliamı
Haklısın biŞgen UNUTMAMALIYIZ.Bu günle ilgili Evrensel Müzik güzel albüm paylaşmış.BEÇİGULA. Beçigula ne diye ben de merak ettim blogdaki yazıyı okuyunca anladım ki italyanca madımak otu demekmiş. 2 Temmuz'u büyük bir hüzünle saygıyla anıyoruz.
Albüm'ü indirmek için BURAYA TIKLAYIN.
Sivas Katliamı veya Sivas Madımak Olayı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 Alevi yazar, ozan ve aydının yakılarak katledilmesi ve oteli ateşe verenlerden de ikisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir.
Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında etkinliklerin bir bölümünün de Pir Sultan Abdal’ın sazının çalındığı Sivas şehir merkezinde yapılması öngörülmüştü. Bu kapsamda pek çok aydının yanı sıra Aziz Nesin bu etkinlik nedeniyle dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak bu kente gelmişti.
2 Temmuz 1993 günü organize biçimde öğle saatlerinde Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.
Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000'e ulaşan grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e yaklaştı. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı bunun sonucunda taşlanarak camları kırılan Madımak oteli tutusturalan perdelerler ve alt kattaki bulunan esyalarla birlikte yakildi otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 37 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.
Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Gene olaylar sırasında Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.
KAYNAK.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
[url]http://www.ntvmsnbc.com/news/441588.asp[url]
yedi kova su yeterliydi
sivas'taki ateşi söndürmek içim
oysa her biri
devlet dairesindeki kovaların
üstünde yazılı
altı harfli bir sözcüktü yangın
g harfi boştur kovaların
ki okununca dolu olanları
ortaya çıkar
madımak oteli'nin merdivenlerinde
kurtulmayı bekleyenler için
verilen karar: yan ın
Evrenselmüzik den aldım şiiri.
ne yazık ki,,,
işte olayın ciddiyetini gösterir bir olay...
ister mahalle baskısı de,,,
ister takıyye...
ister rejim düşmanı...
yazık çok yazık...
büyük provokatörler tarafından gerçekleştirilen Sivas katliamını unutmamalıyız.
Katılıyorum size gerçekten büyük provokatörler tarandan gerçekleştirilen bir olay. Olay olmadan önce de sivas da büyük bir olayın olacağı biliiyordu. Alevi- Sünni olayı gibi göstermelere alıştık artık.
olayın içinde -yani oteli ateşe verenlerden- biri asker arkadaşım idi, ismini vermek istemiyorum, zira o şimdi pişman ve kendi deyimiyle "galeyana gelmiş, provoke etmişler" ancak birileri kaşısa bile, birileri birilerini "biri"Lerine yaktırmak istese bile, neden hep bu alevi ya da ilerici kesimler zarar görüyor, hiç bunu düşündünüz mü? yakanların/hırsızın hiç mi yok günahı.. o cenahtan bir allahın kulu çıkıp ta resmi olarak özür diledi mi? o cenah da kim deyip de güldürmeyin allasen?( dikkat edin ilerici aleviler demiyorum, sosyolojik olarak böyle birşeye inanmıyorum çünkü, ilericilik ya da gericilik tarih ve mekan ile sınırlıdır çünkü ) neden alevilerin olduğu kahveler taranır, neden alevilerin yoğun yaşadığı ( maraş sözgelimi) yerlerde, evler işaretlenir. Ben zaten bu alevilerin sabrına şaşıyorum ve takdir ediyorum.
unutmadan hani şu meşhur trafik canavarı vardır, herkes suçsuzdur, günahsızdır öyle ya bütün suç, bütün günah "trafik canavarı"nındır, o misal işte, şimdi de "şu müphem provokatör"ler suçlu, geçin allah aşkına, suçluların kim olduğu gün gibi aşikar, merak etmeyin döner devran döner bu çark ve hesap sorulur, er ya da geç, kızılderililerin dediği gibi: güneşin altında hiçbir şey gizli kalmaz. aklıma ne geldi, morrison süleyman'da 80 öncesi birileri birilerini telle boğuyor, kurşunluyorken ne demişti:"bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz!" ne o, öldürmüyorlar mıydı?
oh ne güzel rahatladık işte: bütün günah provokatörlerin, yahu bunların kim olduğu ortada değil mi, bu kadar mı körüz,
insaf el insaf...
Yorum Gönder