Pages

10.04.2008

İtinayla yetenek öldürülür!

Bugunku Vatan gazetesinde Hasmet Babaoğlu köşesinde uzun uzun sevgili Emre Şen'in piyano ile olan öğrencilik macerasına ayirmis; 'Andante diye harika bir dergi var' diye bir girişin ardından.

Bu ülkede hasbelkader başarılı olmuş insanlara neler çektirdiğimizi yine biz biliriz.

Paçasından aşağı çekmek...

Hasetten çatlayacak halde saldırganlaşıp onu pes ettirmeye çalışmak...

Başarıya karşı öldürücü bir sessizlik veya kayıtsızlık...

Başarıyı magazinleştirerek değersizleştirmek...

Hepsi devreye girer.

Bunların en haincesi de kurduğumuz şu tuzaktır: Başarılı insan, üzerine yönelen haset ve hınç oklarından korunmak için son çare olarak megalomani kalkanının ardına sığınır!

İşte tam o zaman buruk bir gülümseyiş eşliğinde parmağımızla işaret edip; “bakın bakın, kendini ne sanıyor! Hıh” çeker, başarıyla antipatiklik arasındaki bağı özellikle vurgularız.

***


Elbette, itiraf etmeli ki modern toplumlarda başarı bazen gerçekten antipatiktir ve bunun suçlusu haset ve hınçtan kırılan başarısız kalabalıklar değildir.

Bunda başarıyla “önem”in birbirine çok yakın, fakat başarıyla “değer”in epeyce uzak duruşunun büyük payı var.

Şöyle bakın etrafınıza, anlayacaksınız...

Ortalıkta değersiz fakat önemli adamlardan geçilmiyor.

Bu “pek önemli ve hot zotçu adamlar” toplumun başarıyı doğru kavramasını da engelliyor.

Başarı arayışı gitgide eski zamanların “makam-koltuk sahibi olma” arzusuna benzemeye başlıyor.

Ama şimdi işin bu yanını bir yana bırakalım ve konuya kökünden yaklaşalım...

“Değer ve başarı yan yana olsun, canımı yesin” mi diyorsunuz...

O halde...

Biliyor muyuz acaba, sanatçı ruhlu ve doğuştan yetenekli çocuklarımıza nasıl davranıyoruz?

Mesela piyano yeteneği erkenden fark edilmiş bir çocuk nasıl bir kişilikler ve hınçlar galerisinin içinden geçmek zorunda kalıyor?

Bunu sorgulayalım mı?

***


Andante diye harika bir klasik müzik dergisi yayınlanıyor.

Bu derginin son sayısında “Piyanonun Romantik Prensi” olarak tanınan Emre Şen’le yapılmış çok zengin içerikli bir röportaj var.

Şen, çocukluk ve gençlik döneminde eğitimcilerden çektiklerini öylesine açık anlatmış ki o en “Batıcı” kurumlarımızın, o en “Batıcı” hocalarımızın çağdaşlıktan uzak ve dar dünyaları karşısında insan dehşete düşüyor.

Okurken zaman zaman yüzüm kızardı.

Öyküsünün başlarında ille de mühendis olmasını isteyen babasının inadı kırılıyor, nihayet birileri çocuğun elinden tutup piyano yeteneğine sahip çıkıyor diye seviniyorsunuz.

Ama arkası çok sancılı!

Ona piyano öğreten hocası sanki ufkunu açmak istemiyor da kölesinin yanı başından ayrılmamasını; böylece hocalık kibrini tatmin etmeyi amaçlıyor.

Emre Şen zor bela bir yolunu bulup İtalya’ya gittiğinde ona küsülüyor ve bütün köprüler atılıyor.

Oysa Avrupa’da anlıyor ki piyano başında oturuşu bile yanlış, çalış tarzı çok ürkekçe ve Türkiye’de kimse bunların farkında değil!

Ecole Normale de Musique’de eğitimini tamamlamaya çalışırken Ankara’daki hocaları onun adına sevinmek yerine Bilkent’ten kaydını silmeyi tercih ediyor!

Ecole Normale’i birincilikle bitiren genç yeteneğin kendi ülkesinde ise elinde kala kala ilkokul diploması kalıyor.

Daha ne maceralar, ne sıkıntılar çekiyor genç sanatçı...

Deveye defalarca hendek atlatmak zorunda kalıyor.

***


Emre Şen artık o yılları geride bırakmış.

Şimdi Bilkent’te piyano bölümü koordinatörü ve hocası.

Ama belli ki yaşadıklarının izlerini silmekte zorlanıyor.

Çok açık konuşuyor genç sanatçı: “Keşfettiğimiz bazı yetenekli çocuklara acıyorum” diyor, “çünkü yetersiz eğitim alıyorlar. Tek hocadan ders almış, yurt dışına hiç çıkmamış profesörlerimiz var eğitim kurumlarında. O kadar kapalı yetiştiriliyorlar ki, eksiklerini kabul etmiyorlar.”

Ah şu güzel ülkemiz!

İtinayla ve el birliğiyle yetenek öldüren ülkemiz!

Yine de Emre Şen gibi kendi başına gelenleri bugünün çocuklarına çektirmemeye yeminli, genç kuşak sanat eğitmenlerinden umutluyum.

Onlar yolu temizleyip açacak!

*****

Fon/dipnotları

Ağıt, insanın en özgürce söylediği

O an içinden gelen şeydir

Lakin... bu özgürlük acıdır, acıklıdır.

AHMET ÇUHACI

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=10.04.2008&Newsid=172196&Categoryid=4&wid=9

0 yorum: