Pages

23.07.2007

BİR PARÇA HAYAT...

Dalga sesleri yankılanıyordu kulaklarında… Sanki çok uzaktan geliyormuş gibiydi, içini rahatlatıyordu. Ayaklarına değen kumların soğumaya yüz tutmuş sıcaklığıyla yürüyordu kumsalda. Altın gibi parlayan kumsal, denizin solgun görüntüsüyle tezat oluşturuyordu. Kıyıya vuran dalgaların köpükleri kumları ıslatıyordu. O ise yürümeye devam ediyordu. Kafasını kaldırıp baktı bulutlara… Kararmışlardı. Yüreğindeki kasveti anlatırcasına kararmışlardı. Bulutların arasından çıkmaya çalışan güneşin tek yapabildiği kumsalı aydınlatmaktı. Onun yüreğindeki karanlığı aydınlatmaya güneşler yetmezdi. Attığı her adım onu evinin yanı sıra hayatından da uzaklaştırıyor gibiydi. Yürüdükçe adımları hızlanır oldu. Sanki korkularından, acılarından, yüreğindeki kara bulutlardan kurtulacakmış gibi koşarcasına yürüyordu. Arkasına dönüp bakmadı. Baktığı anda yüreğinden bir şeylerin akıp gideceğini biliyordu, hissediyordu. Hayatı arkasındaydı, o ise daima ileriye bakıyordu. Önünde duran uçsuz bucaksız sonsuzluk onu korkutsa da durmadı. Durduğu an vazgeçeceğini, geri döneceğini biliyordu.Akan gözyaşları kuruyordu rüzgarın etkisiyle yanaklarında. Kafasında yankılanan tek bir sözcüktü: AŞK! Aşk değil miydi onu böyle çaresiz, aciz yapan? Hayatını baştan aşağı karartan… Yaşadığı güzellikler hayatının bir köşesinde hep vardı. Ama acılar, güzellikleri gölgeliyordu. İçinde küçücük bir umut kırıntısı dahi kalmamışken geri dönmenin ne anlamı vardı? Rüzgara inat bu sefer kendi sildi gözyaşlarını. Artık acı olmamalıydı hayatında… Yüreğinde yer yoktu ona ve onun yarattığı kasvetli karanlığa… Dönmedi geriye… Bakmadı, bakmak istemedi. Yüreği hissetmiyordu artık hiçbir şeyi… Ne acıyı duyuyordu ne de korkuyu… Sonsuzluk kaplamıştı içini… Önünde duran uçsuz bucaksız sonsuzluk dışında hiç bir şey olmayacaktı hayatında. Tabi yüreğinde hala hayat denilen varlıktan bir parça kalmışsa…

0 yorum: