Pages

28.04.2007

1900'den 2000'e Yüzyıllık Ses Kayıt Tarihimize Müzikle Yolculuk


20.Ruhumda Neş-e Hicazkar ŞarkıBeste Neveser Kökdeş... Seslendiren Sabite Tur Kayıt Tarihi 1950-54Neveser Kökdeş: (1900-1962) Doğum yeri kimi kaynaklarda Drama, kimi kaynaklarda da Üsküdar olarak gösterilir. Besteci Muhlis Sabahattin Bey'in kardeşidir. Gitar, piyano ve tambur çalardı. Notre Dame de Sion da okudu. Besteciliğe 12 yaşında polkalar besteleyerek başladı. 1000 kadar eser bestelemiştir. 16 yaşında evlendiği eşi Çanakkale Savaşında şehit düşünce çok etkilenmiş. içe kapanık bir yaşam sürmeye başlamıştır. Eserleri kendi tarzını yansıtır. Mesut Cemil bu tarza "Neveser Musikisi' adını vermiştir. Tüm eserlerinde bir kadın duyarlılığı açıkça sezilir. Ağabeyi Sabahattin Bey'in operet temesillerinde piyano çalmış ve ona ait bazı operet şarkılarını taş plaklara okumuştur. Plaklara beş kadar eser okumuştur."Fes-mes devri geçti, niçin musikimizde inkilabı hazmetmiyoruz. Dede'ler ve Rahmi Bey'lerin bile zaman zaman Türk musikisinde inkilap yapmak üzere harekete geçtikleri görülmüş, fakat fes'in altındaki zihniyet karşısında daha fazla cesaret edememişlerdir. Yani herkes bilir ki Dede'nin valisleri vardır(.. )Benim 'aman'larım basit eski tarz 'aman'lar değildir. Fakat geçenlerde radyoda dinledim -ismi lazım değil- bir hanım sanatkarımız bir höçekçemdeki 'aman'ı gazel 'aman'ına çevirdi. Bir 'aman' çekti ki, ben de aman dedim. Eserlerimi güzel okuyan sanatkar Sabite Hanım'dır. Mualla Mukadder de fena değil, fakat Sabite Tur'un sesi, alafranga nağmelere daha çok gidiyor.(...) Bu işten kırk para kazanmıyorum. Üstelik eserlerimi orkestrasyon yaptırmak için cebimden para verdiğim bile oluyor. Bestekalık bana sıhhatimi, saadetimi, her şeyimi kaybettirdi. Bütün bu zahmetin ve ızdırapların mükafatı nedir biliyor musunuz? Bestelerimi tahfir etmek suretiyle harcamak. Halimi görüyorsunuz. Halbuki Türk müziğini hudutlarımızın dışına çıkarmış bir sanatkarım. Eserlerim halen Londra ve Paris operalarında çalınıyor."21. Mavili... (Mani ?)...Derleyen ve Seslendiren Radife Erten... Kayıt Tarihi 1955 ?Radife Erten (1923-19 ): Beşiktaş'ta doğdu. Nuri Halil Poyraz'dan faydalandı. 1936'da çok küçük yaşta radyo sanatçılığına kabul edildi. 1938'de Ankara Radyosu'na tayin edildi. 1950 yılında tekrar İstanbul'a döndü ve Mesut Cemil'in klasik koro programlarında yardımcılığını yaptı. 30 kadar bestesi ve pek çok derlemesi bulunmaktadır."Daha ilk mektepte iken bütün arkadaşlarım sesimin güzel oldıığıınu söylerlerdi. Ben de eve gelince 'hakikaten sesim o kadar güzel mi?' diye kendi kendime şarkı söyler ve nota öğrenmeye çalışırdım. Radyoya girmeden evvel. Beşiktaş 19. ilkokula devam ederken musiki öğretmenim Hikmet Hoca Hanım'dan büyük yardım gördüm. Evvela 14 yaşında iken İstanbul Radyosu'na girdim.1938 de memur olarak Ankara Radyosu'na tayin edildim. Orada kıynıetli hocalarım, Refik Fersan. Fahri Kopuz. Veli Kanık ve Mesut Cemil Beylerin yaıdımı beni bugıinkü mevkiye ulaştırmıştır.- İlk defa mikrofon başırıa nerelerde çıktınız ? - İstanbul radyosunda çıktım.- Sahneye hiç çıkmadınız değil mi ?- Hiç çıkmadım. çıkmaya da niyetim yok.- Radyoda okuduğunuz şarkıları kendiniz mi intihap ediyorsunuz? (seçiyorsunuz)- Okuduğumuz şarkıların hiçbirini kendimiz intihap etmeyiz. Bunları müzik yayınları şefimiz intihap eder. Uzun yıllar Istanbul Radyosu koro şetliği ve solistliği yapan Radife Erten, Türk musikisinin en ilginç hanım sanatkarlarından biridir."Mavili" plağının etiketinde belirtildiği gibi pek çok geleneksel ezgiyi unutulmaktan kurtarmış ve radyo repertuarına kazandırmıştır. Başta İstanbul türküleri olmak üzere mani, semai, gibi geleneksel ve kökleri halk musikisine uzanan pek çok eseri derleyerek, uzun yıllar radyoda okumuş yönettiği korolara ve solistlere okutmuştur. Kendisi de taş plaklara Hafız Aşir'in bu tür plaklarından 40-45 yıl sonra bu eserleri okuyarak hatırlanmasını ve yeniden sevilmesini sağlamıştır. Özellikle 'Mavili' ile büyük bir başarı elde eden sanatçı halk arasında çok sevilmiş ve bu eserle özdeşleşmiştir. Bu albümün birinci CD'sinde Arap Mehmet'in çaldığı "Köçek Havası"nın sonunda ve muhtemelen Arap Mehmet'in sesinden kısacık bir bölümünü dinlediğimiz geleneksel ezgiyi, 45 yıl sonra Radife Erten'in yorumundan dinliyoruz.1.Kiziroğlu(Köroğlu Çeşitlemesi) Yöre: Kars ve Havalisi Kayıt Tarihi:1970Murat Çobanoğlu (1940- ): Kars'ta doğdu. Âşık Gülistan'ın oğludur. Özellikle bazı türküleriyle yurt sathında tanınmıştır. Âşık tarzı atışma ve hikâye anlatma geleneğinde de çok başarılıdır. Bir ara Yârânî ve Uevrani mahlaslarını da kullanmıştır. Uzunca bir süre Şeref Taşlıova ile birlikte pek çok radyo ve televizyon programı yaparak âşıklık geleğininin tanınmasına katkıda bulunmuşlardır. Çok sayıda plağı (45'lik) ve kaseti bulunmaktadır.Ozan, âşık oluşunu şöyle anlatır: "Göç mevsimi yaylaya göçerken susadım. Yol kenarında bulunan çeşmeye su içmeye gittim. Ben oyalanınca göçlerimiz dağı aştı. Akşamın alacakaranlığında uyuya kaldım. İşte o zaman âşıklık kabiliyeti ve sanatı bana nasip oldu. Sabah yaylada beni bulamayan babam düşer yollara, beni aramaya. Beni çeşmenin başında uyurken bulunca aşık olacağımı söyledi. Saz aldı, sazı tutmasını öğretti. O zamandan bu yana saz çalmaya şiir ve türküler söylemeye başladım. O zamandan beıi âşıklık yapıyorum.Feyzi Halıcı, Aşıklık Geleneği ve Günümüz Halk Şairleri, Güldeste, Ankara 1992 s.392.2.Vah vah (Deyiş)Mahzuni Şerif (1943): Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Berçenek Köyünde doğdu. Asıl adı Şerif Cırık'tır. Âşık tarzı şiir ve müzik geleneğinin günümüzdeki önemli temsilcilerindendir. 1960 ve 1970'li yıllarda politik nitelikteki eserleri yüzünden sorunlu ve çileli bir yaşam sürmüştür. Yüzden fazla plak onlarca kasete imzasını atan Mahzuni Şerif'in pek çok eseri başka sanatçılar tarafından da seslendirilmektedir...Toplumcu şiirler yazmada ve ezgi bulmadaki üstünlüğü bugün de Mahzuni Şerif'i gündemde tutmaktadır."Sen anandan ben babamdanAğa doğmadık dostumGel beraber yaşayalımSanmaki sana küstüm" örneğinde uzlaşır gibi gösterdiği çelişkileri içten içe işler bir tavır takınır. Bunda 0'nun söyleyişindeki ustalığın payı büyüktür. Mahzuni güçlü bir şiir geleneğini sinesinde eritmiş, derin bir duyarlılığın ozanıdır. Yaratılar, yalnızca bir kavgayı değil, yaşamın tüm boyutlarını içerir. Dahası büyük bir taşlama ustası olan Berçenekli Aşık Mahzuni, şiirlerinde mahlasını en ustalıklı kullanabilen bir ozan niteliğine de sahiptir"Süleyman Yağız, Yürü Bre Hızır Paşa, 1983 s.1143. Sarı Mimozamsın Sen Benim...Hicazkar Şarkı... Güfte, Beste ve Seslendiren: Alaeddin Yavaşça...Alaeddin Yavaşça: (1927) Kiliste doğdu. Tıp eğitimi için geldiği İstanbul'da musikiye gönül verdi. Artaki Candan, Fikret Kutlu, Zeki Arif Ataergin, Sadettin kaynak, Münir Nurettin, Mesut Cemil, Nuri Halil Poyraz, Sadettin Arel gibi sanatçılarla çalışmış, amatörce başlayan merak giderek besteciliğe, radyo sanatçılığına, klasik koro şefliğine, konservatuar hocalığına kadar varmıştır. İstanbul Radyo'sunda yıllarca solistlik yapmış bu radyoda kurduğu -büyük başarı kazanan- erkekler korosunu yönetmiştir. Beste yapmaya 50'li yıllarda başlamış, hemen her formda eser vermiştir. Bunların yanı sıra tıp doktorluğu görevini çeşitli hastanelerde sürdürmüş, başhekimlik görevlerinde bulunmuştur."Alaeddin Yavaşça ilk sahne konserini tabiri caizse tabibane bir vesile ile veriyor. Nisanın 6'sında Ankara'da Büyük Sinema'da Kanserle Mücadele Cemiyeti menfaatine-Ah şu konser hayırlısıyla bir neticelense rahat bir nefes alacağım. Konser programının birinci kısmını klasik eserlere, ikinci kısmını günün beszekarlarına üçüncü kısmını da kendi eserleri de dahil olmak üzere sevilen tutulan parçalara tahsis etmiş.(..)- Güfte beni sarmışsa içimde o ana kadar anlatamadığım hislerin melodiye tahvil edilmesi (dönüşmesi) o kadar kendiliğinden oluyor ki bazen ben dahi farkedemiyorum.Lirik bir güzellik taşıyan : Ne günah etse açılmaz iki gönül arası/ Arıyor ruhum onu olsa da bir yüz karası/ güfteli hicaz şarkısı sirlere de bir şey hatırlatmıyor mu?"4. Manolyam... Kürdi Hicazkar Vals (Şarkı).Söz, Beste ve Seslendiren: Zeki Müren Kayıt Tarihi: 1953-54(Son Beste filminden)Zeki Müren: (1931-1997) Bursa'da doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi'nde okudu. Sesinin güzelliğiyle dikkat çekti. Agop Efendi'den. Refik Fersan ve Şerif İçli'den yararlandı. Radyo pıogramlarıyla dikkati çekti. Kısa zamanda ünlendi. Piyasada çalışmaya başladı. Doğal olarak ilk plaklarında ve radyoda ki üslubunu terkederek uzun sürecek bir şöhreti yakalamış oldu. Beklenen Şarkı, Son Beste, Altın Kafes, Berduş, Kırık Plak gibi çok izlenen ve kendisine hem ün hemde servet kazandıran filmler yaptı. Döneminde çok sevilen bugün halen söylenen bazı bestelerin sahibidir. Yüzlerce plak, kaset yayınladı. Son döneminde Türk musikisi üslubundan oldukça uzak eserleri gazinolarda ve kasetlerinde seslendirdi. Rahatsızlığı nedeniyle okuyuculuğu bıraktı. Bir ödül töreni sırasında İzmir'de rahatsızlanarak vefat etti. Bursa'ya gömüldü."(...) Şimdi de haber aldığımıza göre Zeki Müren 'Erman Kardeşler' film stüdyosu sahibi Hürrem Erman ile mukavele imzalamıştır. Filmin evvelki 'Beklenen Şarkı'dan daha enteresan ve cazip olnıası için muhtelif senaryo ve romanlar okunmuş ve nihayet Son Beste'nin çevrilmesine karar verilmiştir. Zeki Müren'in karşısında son senelerin en kuvvetli genç yıldızlarından Belgin Doruk oynatılacatır.(...) Zeki Müren ve Belgin Doruk'un tip itibariyle çok uyacaklarını ve beyaz perdemize yeni bir çift kazandıracaklarını büyük kuvvetle tahmin ediyoruz. Zeki Müren bu hususta:- Kendisiyle ciddi bir şekilde çalışarak güzel bir film meydana getireceğimizi ümit ediyorum. Senaryo bakımından da oldukça değişik bir mevzuu taşıyan bu melodram filmin fevkalade olması için canla başla çalışacağım. (...) Müziklerini de büyük bir itina ile hazırlaması için üstad kemani ve bestekar Sadi Işılay'la mukavele imzalandı... Bu filmde bir kaç yeni şarkımı da takdim edeceğim. "

AYŞENUR AYKUT

(Alıntıdır.)

0 yorum: