Celal Güzelses BURADA çok güzel anlatılmış Ben de (ç)alıntı yapmak istedim .
hem içli, hem içrek; uzun havalarla bezediği türkülerini söylediğinde dinlemelere doyulmaz bir kişi.
Başka bir aleme doğru hem giden hem götüren bir nakil vasıtası notalar ve tınılar üzerinden.
Durgun ve pes girişlerin ardından gelen crescendoların her biri bir acaip şekilde işliyor içlere, içerilere.
Bazen saplanıyor çok ince bir çelik iğne kayganlığında,
bazen deliyor lönk diye dikilen bir bayrak direği cesaretiyle.
Derledikleri bir türlü, söyledikleri bin türlü.
Türkü mü onun içinden geçiyor, o mu türkünün içinden, ben hiç anlayamadım.
Belki de o söylerken ağladığım gibi hiç ağlayamadım.
O her ne kadar ağlama yar dese de.
Zarf ile mazruf arasında da bir tutarlılık olmalı ama değil mi canım?
Hiç yani.
DAHA FAZLASI BURADA.
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=celal+guzelses&nr=y&pt=guzel+ses
CELAL GÜZELSES
Esas ismi Mehmet Celalettin olan Celal Güzelses'in Babası Derviş hasanın vefatı ile Annesi Latife Hanım tarafından mahalle mektebine verilir. Birinci Dünya savaşı yıllarında Rüştiyenin lav edilmesi ile öğrenimini tamamlayamaz. Okula giderken 1913'ten 1921'e kadar Ulu Cami'deki müezinlik görevini devam ettirir.
1931 yılında Karındaş Mahmut'un Diyarbakır şivesini taklit ederek doldurduğu plak halktan oldukça tepki alır. Celal Güzelses bu plağı olan tepkisini dile getirerek İstanbul'a plak doldurmaya gider.
Celal Güzelses Bayandırlık bakanı Feyzi Pirinççioğlu'nun ısrarıyla 1917'de bir tesadüf sonucu tanıştığı Mustafa Kemal Paşadan "Şark Bülbülü" ünvanını alır. 1934 yılında soyadı kanunun kabulu ile soyadını sesinin güzel oluşundan alır.
Celal Güzelses 22 haziran 1943 tarihinde Diyarbakır halk musiki cemiyetini bir kaç arkadaşı ile birlikte kurar. 1950'de cemiyete yapılan resmi ödenekler ve belediye yardımlarının kesilmesi üzerine cemiyetten ayrılır. 1956 yılında kendisinden ayrılan arkadaşlarının yıldız kulubünde toplanmasıyla Celal Güzelses sarsılır. Ulu cami baş müezzinliği için vilayete başvuruda bulunur. Bu görevi 1956 yılından vefatına kadar (1 Şubat 1959) devam eder.
Vefatına Diyarbakır halkı çok üzülür. Naaşı Ulu Camii'den eller üzerinde ilahi ve tekbirlerle Şeyhi Zeki Efendi'nin metfun bulunduğu kabrinin alt kısmına vasiyeti üzerine defnedilir.
(ALINTI. türküler.com )
BAHÇADA YEŞİL ÇINAR
Bahçada yeşil çınar
Boyun boyuma uyar
Ben seni gizli sevdim
Bilmedim alem duyar
Aman gülüm nananay
Top kaküllüm nananay
Nanay kibar yarim
Nay nanay ay nay
Bahçalarda gül varı
Var git ellerin yari
Sen bana yar olmazsın
Yüzüme gülme bari
Aman gülüm nananay
Top kaküllüm nananay
Nanay kibar yarim
Nay nanay ay nay
1 yorum:
Dinleyince farkettiniz mi Celal Güzelses bahçelerde yeşil hıyar diye okuyor. Demek ki orjinali öyle .
Yorum Gönder